Zaman zaman Türkiye’de de çok tartışılan krematoryum aslında cenazelerin yakılıp kemiklerden geriye kalan küllerin itinayla toplandığı bir tesis.
Öyle bir tesiski ölülerin vücutları tam 1092 derece sıcaklıkta ortalama 100 dakika boyunca yakılıyor. Ayrıca akıllara geldiği gibi kemikler toz haline gelmiyor sadece geriye kalan kemikler daha sonradan toz haline getirilerek isteğe uygun bir şekilde saklanıyor.
İşte Krematoryumda Geçirilen Evreler
Kaynak
haber3
Öyle bir tesiski ölülerin vücutları tam 1092 derece sıcaklıkta ortalama 100 dakika boyunca yakılıyor. Ayrıca akıllara geldiği gibi kemikler toz haline gelmiyor sadece geriye kalan kemikler daha sonradan toz haline getirilerek isteğe uygun bir şekilde saklanıyor.
İşte Krematoryumda Geçirilen Evreler
- Kişi öldüğünde kanuni izinler için ceset yakılmadan 48 saat bekleniyor.
- Aynı sürede cesedin kimlik ve DNA örnekleri de kayda geçiriliyor
- Vasiyete göre kadavradan alınabilecek organlar transplantasyon için alınıyor
- Ceset kremasyon için vücudunda bulunan bütün protez ve metal cihazlardan arındırılıyor.
- Yakılacağı fırına uygun bir tabuta konuluyor.
- Yakmak için 3 şahit ile birlikte ailenin izni gerekiyor.
- Yakılma işlemi genelde 80-120 dakika arası sürüyor.
- Cenaze yakılırken herhangi bir koku duyulmuyor.
- Kremasyon işlemi tamamlandığında parçaların soğuması beklenir.
- Kremasyon fırınını çalıştırmak için sıcaklığın önce 872 derece, sonra 1092 dereceye yükselmesi sağlanır. Bu süreç sonunda sanıldığı gibi ceset kül haline gelmez, geride toplam 2.5-3 kilogram ağırlığında kemik kırıkları kalır. Kalan 2-3 Gr’lık kemikler mekanik özel öğütücüden geçirilerek tamamı toz halinde getirilir.
- Son yıllarda eski tip fırınlar yerine elektrikli fırınlar çoğalıyor.
- 850 derecede yakılan küllerden yaklaşık 400 gram kül çıkıyor.
- Yabancı ülkelerdeki krematoryumlarda fırının yanı sıra morg, bekleme odası ve ayin odası da bulunuyor.
- Fırına tabutla konan cesedin yanma işlemi bitince, santrifüjle cesedin külü ve tabutun külleri ayrıştırılıyor.
- Cesedin külleri özel küllüklere (vazo vb) konuyor. Yada isteğe uygun bir biçimde saklanabilir.
- Krematoryumun yüksek maliyeti filtrasyon sisteminin pahalılığından kaynaklanıyor.
Türkiye’de Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nda defin işlemleri düzenlendi. 1930 tarihli kanunun ölülerin yakılmasını düzenleyen hükümler içeriyordu. Eski Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalokay zamanında DA 1975-1976 yıllarında bir krematoryum yapılması girişiminde bulunuldu, ancak yaşama geçirilemedi.
Umum Hıfzıssıhha Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1930 yılından bir yıl sonra İstanbul’da ‘Ölüleri Yakma Cemiyeti’ kurulmuş. Cemiyetin kuruluş ilanları, 1931 tarihli gazetelerde duyurulmuş. Hatta duyurularda, “Mısırlı bir hanım tarafından Şişli’deki likör fabrikasının arkasındaki arazinin cemiyete bağışlandığı” belirtilmiş.
Ceset yakmada son moda, küllerden pırlanta yüzük yapılması.. Yakım işleminden sonra ortaya çıkan küller, laboratuvar ortamında 3 ay gibi birt sürede elmas ve pırlanta haline getirilip takı olarak kullanılabiliyor.Umum Hıfzıssıhha Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1930 yılından bir yıl sonra İstanbul’da ‘Ölüleri Yakma Cemiyeti’ kurulmuş. Cemiyetin kuruluş ilanları, 1931 tarihli gazetelerde duyurulmuş. Hatta duyurularda, “Mısırlı bir hanım tarafından Şişli’deki likör fabrikasının arkasındaki arazinin cemiyete bağışlandığı” belirtilmiş.
Kaynak
haber3