Yerküreye ait özellikler , bilgiler, belli bir ölçek dahilinde küre üzerine aktarılarak model küre elde edilir. Ancak küreler kullanışsız olduğu için haritalar bir düzlem üzerine aktarılmaya çalışılır ki bu sırada yerin şeklinden kaynaklanan bozulmalar ortaya çıkar. Bunun nedeni
küresel yüzeylerin hatasız olarak düzleme aktarılmasının geometrik açıdan olanaksız oluşudur.Haritalar yerşekillerinin biçimini gerçeğe tam uygun olarak göstermez. Haritalarda görünen , gerçeğin az ya da çok benzeridir. Hata oranı haritası çizilecek yerin alanı büyüdükçe daha da artar. Engebeli ve geniş alanların gösterildiği haritalarda bozulmalar fazlayken ,engebesiz ve küçük alanların gösterildiği haritalarda bozulmalar azdır.
Haritalar çizilirken bozulmaların en aza indirilmesi için geliştirilen yöntemlere Projeksiyon
(İzdüşüm) denir. Projeksiyonlar , izdüşüm ( engebe ve çukurlukların düz sayılarak yükseltinin 0 metre kabul edilmesi ) esasına göre paralel ve meridyen ağının bir düzlem üzerine aktarılmasıdır. Bu nedenle yerşekillerinin engebeli olduğu alanlarda gerçek alan ile izdüşüm alan arasındaki fark fazladır. Hiçbir projeksiyon , haritalardaki hatayı tamamen ortadan kaldıramaz , sadece hata oranını azaltır. Projeksiyon yöntemlerinin bazıları açıları , bazıları alanları ve bazıları da şekilleri gerçeğine daha yakın olarak gösterir. Projeksiyon seçimi ,haritası çizilecek yerin bulunduğu enleme ve haritanın kullanım amacına bağlıdır. Başlıca projeksiyon türleri şunlardır :
1. Silindirik Projeksiyon
Bir kürenin çevresine silindir şeklinde bir kağıt sarılmasıyla oluşturulur. Ekvator çevresinde bozulma az iken , kutuplara gidildikçe bozulmalar artar. Çoğunlukla kara ve deniz ulaşımında kullanılan haritaların çiziminde bu yöntem kullanılır. Silindirik projeksiyonla çizilen haritalarda kutuplara yakın bölgeler olduğundan daha büyük görünür. Örneğin ; Güney Amerika’nın sekizde biri kadar olan Grönland , Güney Amerika’dan daha büyük görünür. Onun için kutup noktaları gösterilemez. Bu yöntemde yerşekillerinin biçimi bozulmazken alanları bozulur.
2. Kronik Projeksiyon
Bir kürenin çevresine koni şeklinde bir kağıdın orta enlemlere değecek şekilde sarılmasıyla oluşturulur. Bu projeksiyon orta enlemler ve çevresindeki bölgelerin gösterilmesinde daha doğru sonuçlar verir. Bu yöntemle çizilen haritalarda şekillerde bozulmalar meydana gelirken alanlar korunur.
3. Düzlem Projeksiyon
Bir düzlemin kutup noktasına teğet olarak geçirilmesiyle oluşturulan bu çizimde kenar uzunlukları korunur. Bu yöntem daha çok dar alanların ve büyük ölçekli haritaların çiziminde kullanılır. Bu projeksiyon yönteminde kutup noktaları merkez alındığı için bozulma en az kutuplarda olur. Açılar korunurken , şekil ve alanlarda bozulmalar meydana gelir.
Özetle ; ekvator ve çevresi çizilirken silindirik projeksiyon , orta enlemler çizilirken konik projeksiyon , kutup bölgeleri çizilirken düzlem projeksiyon yöntemi tercih edilmektedir.
Kaynak
http://geoit.blogcu.com / Ahmet Yıldırım
küresel yüzeylerin hatasız olarak düzleme aktarılmasının geometrik açıdan olanaksız oluşudur.Haritalar yerşekillerinin biçimini gerçeğe tam uygun olarak göstermez. Haritalarda görünen , gerçeğin az ya da çok benzeridir. Hata oranı haritası çizilecek yerin alanı büyüdükçe daha da artar. Engebeli ve geniş alanların gösterildiği haritalarda bozulmalar fazlayken ,engebesiz ve küçük alanların gösterildiği haritalarda bozulmalar azdır.
Haritalar çizilirken bozulmaların en aza indirilmesi için geliştirilen yöntemlere Projeksiyon
(İzdüşüm) denir. Projeksiyonlar , izdüşüm ( engebe ve çukurlukların düz sayılarak yükseltinin 0 metre kabul edilmesi ) esasına göre paralel ve meridyen ağının bir düzlem üzerine aktarılmasıdır. Bu nedenle yerşekillerinin engebeli olduğu alanlarda gerçek alan ile izdüşüm alan arasındaki fark fazladır. Hiçbir projeksiyon , haritalardaki hatayı tamamen ortadan kaldıramaz , sadece hata oranını azaltır. Projeksiyon yöntemlerinin bazıları açıları , bazıları alanları ve bazıları da şekilleri gerçeğine daha yakın olarak gösterir. Projeksiyon seçimi ,haritası çizilecek yerin bulunduğu enleme ve haritanın kullanım amacına bağlıdır. Başlıca projeksiyon türleri şunlardır :
1. Silindirik Projeksiyon
Bir kürenin çevresine silindir şeklinde bir kağıt sarılmasıyla oluşturulur. Ekvator çevresinde bozulma az iken , kutuplara gidildikçe bozulmalar artar. Çoğunlukla kara ve deniz ulaşımında kullanılan haritaların çiziminde bu yöntem kullanılır. Silindirik projeksiyonla çizilen haritalarda kutuplara yakın bölgeler olduğundan daha büyük görünür. Örneğin ; Güney Amerika’nın sekizde biri kadar olan Grönland , Güney Amerika’dan daha büyük görünür. Onun için kutup noktaları gösterilemez. Bu yöntemde yerşekillerinin biçimi bozulmazken alanları bozulur.
2. Kronik Projeksiyon
Bir kürenin çevresine koni şeklinde bir kağıdın orta enlemlere değecek şekilde sarılmasıyla oluşturulur. Bu projeksiyon orta enlemler ve çevresindeki bölgelerin gösterilmesinde daha doğru sonuçlar verir. Bu yöntemle çizilen haritalarda şekillerde bozulmalar meydana gelirken alanlar korunur.
3. Düzlem Projeksiyon
Bir düzlemin kutup noktasına teğet olarak geçirilmesiyle oluşturulan bu çizimde kenar uzunlukları korunur. Bu yöntem daha çok dar alanların ve büyük ölçekli haritaların çiziminde kullanılır. Bu projeksiyon yönteminde kutup noktaları merkez alındığı için bozulma en az kutuplarda olur. Açılar korunurken , şekil ve alanlarda bozulmalar meydana gelir.
Özetle ; ekvator ve çevresi çizilirken silindirik projeksiyon , orta enlemler çizilirken konik projeksiyon , kutup bölgeleri çizilirken düzlem projeksiyon yöntemi tercih edilmektedir.
Kaynak
http://geoit.blogcu.com / Ahmet Yıldırım